Duygusal, zihinsel işlevsel ve bedensel bazı belirtilerle kendini gösteren, kişinin kendini mutsuz, hüzünlü, melankolik hissettiği, yalnızlığı tercih edip asosyalleştiği bir zaman evresidir.
Eskiden yaptığı zaman onu mutlu eden şeyler zevk vermez olmuştur. Çökkün bir ruh hali takınmış ve (U)mutsuz olmuştur. Kendini yalnız hisseder ve yalnız olmayı tercih eder.
Depresif kişiler olayları negatif görür ve zihin süzgecinden olumsuz bir şekilde geçirirler. Bu hiç işlevsel olmayan bir düşünme biçimidir. Stresli bir olayla karşılaştıklarında bu olayları negatif filtreden geçirirler. Örneğin bir erkek eşi için hazırladığı bir sürprizin, beklemediği, istemediği bir şekilde yol aldığını görür müdahale edemez bunun karşılığında karısını mutlu edecekken mutsuz olduğunu görünce “zaten beceriksiz adamın tekiyim, yaptığım her şeyi elime yüzüme bulaştırıyorum” şeklinde algılar. Bu bir kısır döngüdür.
Depresyonun varlığını anlamak için iki kriter önemlidir!
·Kişinin hemen her gün, gününün büyük bir bölümünü kendini mutsuz, yalnız, boş ve işe yaramaz görüyor ve bu dışarıdan gözlemlenebiliyorsa
·Aktivitelerden alınan zevk gün geçtikçe azalıyorsa
Bunlar başlıca kriterler olmakla birlikte:
- Aşırı kilo kaybı ya da tam tersi
- İştahta artma veya azalma
- Uyku düzensizliği, bununla birlikte dinlenmiş olarak uyanamama
- Kendini değersiz görme, sebepsiz yere suçlu hissetme
- Konsantrasyonda zorluk çekme, odaklanamama
- Enerji kaybı ve günün çoğunluğunda kendini yorgun hissetme
- Cinsel ilgi ve istekle aşırı derecede azalma
- Sorunlarını paylaşmaz ve içe kapanır
- Zihinsel faaliyetleri engeller
- Ölüm korkusu artar ve yinelenen intihar eğilimleri ortaya çıkar
Bununla birlikte aile içi yaşam, yetiştirilme tarzları olumlu veya olumsuz yaşam olayları, arkadaş çevreleri bireyin depresyonla karşılaşıp karşılaşmayacağını karşılaşsa bile tedaviye ne şekilde cevap vereceğini önemli ölçüde etkiler.
BAŞLICA NEDENLERİ
- Olumsuz yaşam olayları
- Büyük üzüntülere neden olacak kayıplar
- Partner, evlilik, aile içi sorunlar
- İş yaşamı sorunları
- Ölümcül olan hastalıklar
- Hamilelik, doğum ve lohusalık dönemi
- Aşırı alkol tüketimi
- Kalıtsal yakınlık
- Menopoz ve andropoz dönemleri
- Yeni yaşam koşulları v.s
Kişi hiçbir neden yokken de depresyona girebilir. Çağımızın çok yaygın olan rahatsızlıklarındandır. Her 4 kişiden birinde tanımlanabilen bi rahatsızlık olmakla birlikte doğru danışman ve doğru tedavi yöntemleriyle tedaviye cevap verir.
DEPRESYON TEDAVİSİ
Depresyon günümüzde tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Duygu durum bozukluğu olan insanlarda tedavi sonucu düzelme ihtimali %70’lerdedir ki bu çok büyük bir orandır. Bir zamanlar kendisini değersiz hisseden hatta ölümü bile düşünen bir insan uygun tedaviyle hayata bakışı değişir, yaşama sımsıkı bağlanır.
Öncelikle depresyonun hafif seyri sırasında hastaya ilaç tedavisinden önce davranışlarını ve düşüncelerini değiştirecek psikoterapi yöntemi uygulanmaktadır. Psikyatra başvurduğunuzda sizinle ilk görüşmesi tedavinin seyrini etkileyecektir. Depresyon tedavisinde ilaç kullanılır. Bu ilaçlar vücuttaki bazı hormonlar üzerinden etki göstermektedir. Bunun yanında psikoterapi’nin devam etmesi kişinin stres faktörlerini ve olumsuz düşüncelerini ortadan kaldırmasına yardım edecek ve iyileşme zamanını kısaltacaktır.
TEDAVİDE KULLANILAN YÖNTEMLER
- Değişik psikoterapi yöntemleri
- Grup tedavileri
- Elektro şok tedavisi
- Fototerapi (özel ışık tedavisi)
- Diğer yöntemler
B grubu vitaminler, akupunktur, müzikle tedavi bitki özleri ile tedavi, egzersiz masaj v.b
Tedavi tekniğinde mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır. Gereksiz yere kullanılan bir yöntem zaman ve para kaybına yol açmasının yanında kişiye zarar verici de olabilmektedir.
Eskiden yaptığı zaman onu mutlu eden şeyler zevk vermez olmuştur. Çökkün bir ruh hali takınmış ve (U)mutsuz olmuştur. Kendini yalnız hisseder ve yalnız olmayı tercih eder.
Depresif kişiler olayları negatif görür ve zihin süzgecinden olumsuz bir şekilde geçirirler. Bu hiç işlevsel olmayan bir düşünme biçimidir. Stresli bir olayla karşılaştıklarında bu olayları negatif filtreden geçirirler. Örneğin bir erkek eşi için hazırladığı bir sürprizin, beklemediği, istemediği bir şekilde yol aldığını görür müdahale edemez bunun karşılığında karısını mutlu edecekken mutsuz olduğunu görünce “zaten beceriksiz adamın tekiyim, yaptığım her şeyi elime yüzüme bulaştırıyorum” şeklinde algılar. Bu bir kısır döngüdür.
Depresyonun varlığını anlamak için iki kriter önemlidir!
·Kişinin hemen her gün, gününün büyük bir bölümünü kendini mutsuz, yalnız, boş ve işe yaramaz görüyor ve bu dışarıdan gözlemlenebiliyorsa
·Aktivitelerden alınan zevk gün geçtikçe azalıyorsa
- Bunlar başlıca kriterler olmakla birlikte:
- Aşırı kilo kaybı ya da tam tersi
- İştahta artma veya azalma
- Uyku düzensizliği, bununla birlikte dinlenmiş olarak uyanamama
- Kendini değersiz görme, sebepsiz yere suçlu hissetme
- Konsantrasyonda zorluk çekme, odaklanamama
- Enerji kaybı ve günün çoğunluğunda kendini yorgun hissetme
- Cinsel ilgi ve istekle aşırı derecede azalma
- Sorunlarını paylaşmaz ve içe kapanır
- Zihinsel faaliyetleri engeller
- Ölüm korkusu artar ve yinelenen intihar eğilimleri ortaya çıkar
Bununla birlikte aile içi yaşam, yetiştirilme tarzları olumlu veya olumsuz yaşam olayları, arkadaş çevreleri bireyin depresyonla karşılaşıp karşılaşmayacağını karşılaşsa bile tedaviye ne şekilde cevap vereceğini önemli ölçüde etkiler.