AnoreksiyaNervosa; Bir kişinin olması gereken kilosunun en az %15 kadar altında olmasıdır. AN olan kişiler Kilo almaktan çok korkar, sık sık tartılır ve çok sıkı diyetler yaparak kilo vermeye çalışır. Gereğinden fazla egzersiz yapar, bazen yediklerini kusarak veya laksatif ilaç (bağırsakları çalıştıran ilaç, müshil) kullanarak vücudundan atmaya çalışır. Diyet ilacı bağımlılığı, diuretik(vücuttan su atan ilaçlar) kullanımı kilo vermek için kullanılan diğer bir yöntem olarak kullanılır.

Anoreksiya, çok sıkı, sağlıksız bir diyet sonucu ciddi miktarda kilo kaybıyla kendini belli etmeye başlar. Anoreksiya olan kişiler, hangi kiloda olurlarsa olsunlar kendilerini şişman görürler.

BulimiaNervosa ise bir kişinin devamlı diyet ve egzersiz yapmasına rağmen normal kilosunun çok az altında, normal kilosunda, hatta normal kilosunun üzerinde olmadır. BulimiaNervosa olan bir kişi kısa bir zaman dilimi içerisinde, yarım saat ile 2 saat arası, binlerce kalorilik besin tüketip bunu kusma veya laksatif ilaç(müshil) kullanımı ile vücutlarından atmaya çalışır. Yemek yediği sırada kendini kontrolden çıkmış gibi hisseder ve yemek yeme krizlerini herkesten gizli tutarlar.

Genelde yeme, kusma veya müshil kullanımının sıklığı kişiden kişiye değişir. Eğer kişi her üç ay içinde kilo kontrolü amacı ile en az bir kez kusuyor, müshil veya idrar söktürücü ilaç alıyorsa BulimiaNervosa teşhisi konulabilir. Kusma ve/veya müshil kullanımının sıklığı ayda birden, haftada birkaç kereye, hatta kronik durumlarda günde birkaç kereye kadar varabilir.

Tedavi edilmediği süre senelerce devam edebilir.

BulimiaNervosa olan bir kişi Anoreksiya’dan farklı olarak daha sosyal, dışa dönük bir kişilik sergiler. Duygu durumundaki iniş çıkışlar gün içinde sık sık değişir. Genellikle ilgi çekmeyi, dikkati üzerine toplamayı sever. Özgüven problemi vardır. Alkol, madde ve alışveriş bağımlılığına da bu grup içinde oldukça sık rastlanır.

Bunun dışında uluslar arası tanı kriterlerinde bulunmayan ancak klinikte rastlanan yeme bozuklukları da aşağıdaki gibidir.

Yeme Bağımlılığı

Yeme bağımlılığı, kontrol edilemez şekilde yemek yeme ve devamında kilo alımıyla kendini gösterir. Yeme bağımlıları, yemeği, stres, duygusal çatışma ve günlük sorunlarla baş etmek için kullanır. Yemek yemek veya yemek düşünmek duyguları geçici olarak dondurur. Yeme bağımlıları, kontrolü kaybettiklerini hissederler. Genelde, yeme davranışlarında bir problem olduğunun farkındadırlar.

Yeme bağımlılığı, genellikle, erken çocukluk döneminde, yeme davranışları şekillenirken ortaya çıkar. Çoğu yeme bağımlısı, stresli durumlarla başa çıkmayı hiç öğrenememiş ve her zaman yemeği bir baş etme yöntemi olarak kullanmıştır.

Yeme bağımlıları, kilo arttıkça, daha ciddi şekilde diyete yönelirler, diyet ve kilo verme stresi tekrar aşırı yemeye sebep olabilir. Bu döngüyü güçsüzlük, suçluluk, utanma ve başarısızlık duyguları takip eder. Diyet ve aşırı yeme, duygusal sebepler ortadan kaldırılmadıkça, kısır döngü içinde hayat boyu devam edebilir.

Yeme Bağımlılığı ve Yeme Bozuklukları Alt Kategorileri ;

Farkına varmadan yeme

Ne kadar yendiğinin ve ne yendiğinin bir önemi yoktur. Yemek genelde TV seyrederken, araba kullanırken, evden çıkmak üzereyken yani başka bir işle meşgulken yenir. Böyle durumlarda miktarın farkına varılmaz. Bu nedenle de kilo artışı söz konusu olur.

İyi hissetmek için yeme

Bu 3 alt kategoriden oluşur. Sıklıkla bu durumlar söz konusu olduğunda kilo artışı söz konusu olur.

Zevk için yeme

Yemekle ilgili her şeyden zevk alınır ve hayatın neredeyse odak noktası budur. Bu kişiler yemeği düşünür, yemek kanalları seyreder, yemekle ilgili konuşur, ne yiyeceğini planlar, ne yediğini anlatır. Genelde yağlı ve tatlı yiyecekler tercih edilir. Herkesin hayatında zevk almaya yönelimi ve ihtiyacı vardır ama bazıları bu tercihi yemekten yana kullanır.

Stresi gidermek için yeme

Yemek bazen sakinleşmek için yenir. Rahatlama ya da çözüm arama ihtiyacında yemeğe yönelim olur. Fiziksel rahatsızlıklar olduğunda bir ağrı kesici ya da bir aspirin almak gibi duygusal bir sıkıntı veya stres olduğunda da yemek yenir. Yemek kolay bulunur yiyeceklerden seçilir ve hızlı yenir.

Canlanmak için yemek

Fiziksel ya da duygusal olarak iyi hissedilmediği durumlarda da yiyecekle canlanma ihtiyacı olabilir. Sıkılmışlığı, yorgunluğu gidermek için yemek yenir. Özellikle de hamur işleri, yağlı ve tatlı yiyeceklerin enerjiyi yükselttiği düşünülür.

Kompulsif Yeme Problemleri

Kompulsif yeme problemleri güçlü bir dürtüye direnememe neticesinde yemeye yönelmedir. Çeşitli tipleri vardır. Ama en basitinden duygusal bir ihtiyaç için yemek yeme olarak da tanımlanabilir. Genelde rahatlatıcı özellikle de belirli bir yiyeceğe karşı kompulsif yeme davranışı görülür. Duygusal olarak iyi hissedilmediği zamanlarda kişinin aklına örneğin içli köfte yemek düştüyse bu birden bire güçlü bir dürtü olarak kişiyi rahatsız eder. Öyle ki içli köfte bulabilmek için gerekirse kilometrelerce yol kat edilebilir.

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu teşhis kriteri kişinin en az haftada 2 olmak üzere kendini durduramayacak gibi hissedip aşırı yemek yemesi olarak açıklanabilir. Kişi aç olmadığı halde normalde yediği yiyeceğin çok üzerinde yiyeceği, fiziksel rahatsızlık hissedene kadar hızlı bir şekilde tüketir. 1000 ila 20000 kalori arasında bir tüketim söz konusu olur.

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu, Bulimiadan farklı olarak kişi yemekten sonra yediklerini çıkartmaya yönelik herhangi bir (kusma, müshil kullanımı, kendini aç bırakma) yöntem kullanmaz. Kişiler genelde aşırı yeme anında, kontrolden çıkmış hisseder ve sonrasında suçluluk ve utanç duyarlar.

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu olan kişiler çoğu zaman duygularını bastırmak için yemeği kullanırlar. Yemek bir tür uyuşturucu gibidir ve duygusal anestezi sağlar. Günlük hayatın getirdiği stresle baş etmek, ilişki problemlerini çözmeyi ertelemek ve kişinin içindeki boşluğu doldurmak için en kolay ulaşılabilen araçtır. Tüm yeme bozukluklarındaki gibi, tıkınırcasına yeme de ciddi bir sorundur ancak doğru tedaviyle iyileştirilebilirler. Bariatrik cerrahi öncesinde Tıkınırcasına Yeme problemi %5 görülür. Eğer tedavi edilmezse bu kişiler ya çok az kilo verir ya da 2 yıl içinde verdikleri kiloları geri alırlar.

Gece Yeme Sendromu

Bir kişinin daha çok akşam 6’dan sonra, özellikle akşam 8 sabah 6 arası, aşırı yeme isteği ile günlük kalori alımının %56sını alması olarak nitelendirilebilir.

* Kişiler gece yemelerinde daha çok bol karbonhidrat içeren besinlere ağırlık verirler.

* Bazen kişi gece uykusundan uyanıp yemek yer ve bunu hatırlayamayabilir. Gece aşırı yemenin ardından kişi tokluk hissinden dolayı sabah genelde kahvaltı etmek istemeyebilir. Günü öğleye kadar bir şey yemeden geçirebilir. Gece aşırı yeme krizleri kilo alımına dolayısıyla obeziteye sebep olabilir.

* Sebepleri hala araştırılmakla birlikte Tepkisel Aşırı Yeme Bozukluğu ve Gece Yeme Sendromu; depresyon, kaygı bozuklukları, kişilik bozuklukları, alkol ve madde bağımlılığı, kumar bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı, kleptomani (çalma hastalığı) gibi dürtü kontrol bozuklukları, özgüven eksikliği, öfke, sıkıntı, stres, üzüntü ile birlikte seyreder.

* Özellikle, depresyon ve kaygı bozuklukları aşırı yeme bozukluğu ve gece yeme sendromuna sebep olacağı gibi, bu yeme bozuklukları da bu psikolojik rahatsızlıklara sebep olabilir. Dolayısıyla birbirinden kesin çizgilerle ayırmak güçtür.

Kısıtlama Sürecinin Ardından Fazla Yeme Atakları

Diyette olunduğunda tam bir kısıtlama içinde olunur. Diyet dışında hiçbir şey yenmez. Ancak bir nedenden dolayı “yasak” bir yiyecek yendiğinde ise diyet tamamen bozulur. Böylece diyet bırakılır ve yasak diye düşünülen yiyecekler fazlasıyla yenir. Nasıl olsa diyet bir kere bozulduğu için artık ipler kopar ve katı bir diyete başlanana kadar fazla miktarlarda yeme söz konusu olur. Burada yiyecekler “iyi ve kötü” yiyecekler diye ikiye ayrılır. “Ya hep ya hiç” düşüncesi de baskın düşüncedir.

Fazla Kiloları Korumak İçin Yemek

Açlıkla ilgisi olmayan, vücuttaki yağların başka önemli bir amaca hizmet ettiği durumdur. Bazı kişiler kilolu olmayı zayıf olmaya karşı güvenli sayar. Bu durum fiziksel veya ruhsal istismara maruz kalmış kişiler açısından böyle değerlendirilebilir. Bu kişilere göre fazla kilolar çekici olmayı engeller. Böylece obezite karşı cinsin beklentisine göre koruyucu bir duvar olur. Bu nedenle bunun bilinç düzeyinde keşfedilmediği kişilerde kilo veriyor olmak aşırı derecede kaygı verici bir durum halini alır ve kişi fark etmeden kendini sabote etmeye dolayısıyla kilo vermemeye başlar. Bu nedenle zayıflamak isteyen her kişi için ön görüşmenin yapılması ve eğer klinik açıdan böyle bir durum gözlenirse, öncelikle kişinin psikoterapi görmesi önerilmektedir. Aksi takdirde kilo veriş ciddi bir psikolojik bariyerle engellenmiş olur.

ANOREKSİYA NERVOZA TEDAVİSİ

Hastanın kilo kaybının derecesine ve genel fizik durumuna göre ayakta ya da yatarak tedavi görmesi gerekir. Ağır depresyonu olan olguların, fizik durumları elveriyorsa psikiyatri servisine yatırılmaları gerekir. Öldüresiye açlığın yatarak tedavisinde hastanın kilo alması sağlanır ve aç kalmanın yaşamı tehdit eden olası sonuçları gözlenir, önlenmeye çalışılır ve tedavi edilir. Gereken vücut ağırlığı saptanır ve hastanın yemek yemesine çalışlır, besin destekçileri verilir, işbirliği yapmayan hastalar nazogastrik yoldan beslenir.

Psikolojik Tedavi:Psikososyal tedavi ve grup terapisi eğitici, destekleyici olur. Yiyecekler, yemek yeme ve beden imgesi ile ilgili olarak tutum ve alışkanlıkları değiştirmeye yönelik bilişsel davranışçı tedavi yararlı olur. İlişki sorunlarıyla başetmek ve belirtileri azaltmak için aile tedavisi de yararlı olabilir.

BULUMİA NERVOZA TEDAVİSİ

Psikolojik Tedavi: Yemek yeme üzerinde denetimin kalkması genellikle kişilerin tedavi görmeye yönlendirir; tedavi yaklaşımları arasında bireysel psikoterapi, bilişsel davranışçı tedavi ve grup psikoterapisi vardır. Yeme alışkanlıklarının, yiyeceklere karşı tutumunun ve “ideal” vücuda kavuşma beklentilerinin olağanlaştırılmasına çalışılır.